Aşıklar Parkı 4
Zaman, ne çabuk yıla evrildi,
Rüzgar bu gece kime savruldu,
Yine koca bir ağaç devrildi,
Aşıklar Parkı’nı bilir misin.
El ele gezenler var şimdi,
Gökte güneş kızıla boyandı,
Etrafa simsiyah duman sindi,
Aşıklar Parkı’nı siler misin?
Sek sek kızlar çimenlerde sekerdi,
Ceplerinden çıkan sakız ve şekerdi,
Bir giden bir daha ardından bakardı,
Aşıklar Parkı’na bakar mısın?
30 gün, 30 yıl olur burada,
Kolay yetişmez ağaç şurada,
Akşamı beklediğin sırada,
Aşıklar Parkı’nda bekler misin?
Gonca nice güller derlendi,
Banklarda sigaralar tellendi,
Gözyaşından arş sallandı,
Aşıklar Parkı’nda sallanır mısın?
Şair ne diyor, akşamın olduğu yerde bekle beni,
Tutamadığım savrulan mavi yemeni,
Her şey bitince, Döner mi sandın gideni,
Aşıklar Parkı’na döner misin?
Topraktaki böcekler şimdi beyinlerde,
Mutluluk kim bilir hangi ainlerde,
Akşam olunca sayamadığın koyunlarda,
Aşıklar Parkı’nda sayar mısın?
Çocuklar çıkardı cebinden mendilini,
Havuzda dün yüzdürdüler sandalını,
Ellerinle kopardığın kıyamadığın dalını,
Aşıklar Parkı’nda toplar mısın?
Siyah saçından sepetler öreceğim,
Bende belki bir gün uğrayacağım,
Anıları oradaki kuşlara soracağım,
Aşıklar Parkı’na uğrar mısın?
Sensiz de güneş doğar sabaha,
Bir kez, bir kez daha,
Gölgesi kalmayan eyvallaha,
Aşıklar Parkı’nda selam gönderir misin?
Yıllar, yıllar evveldi,
O yıllar ne güzeldi,
Uçuşan kuşlar bak azaldı,
Aşıklar Parkında kuşları çağırır mısın?
Vaz geçilmeyen ömür mü kaldı,
Bitmeyen ömür mü kaldı,
Gitmeyen ömür mü kaldı,
Aşıklar Parkı’na yine gider misin?
Domino taşı değildi devrilen parkta,
Çağıl çağıl akan bu arkta,
Gözyaşıyla beslediğim bu terkte,
Aşıklar parkında kalır mısın?
Gel dedin, geldim, git dedin gittim,
Dur dediğin yerde ben bittim,
Yıllar geçti, yine sabrettim,
Aşıklar parkında sabreder misin?
Aşıklar parkı da yıkılır bir gün,
Ağaçlar da sökülür bir gün,
Kuşlar da kaçışır bir gün,
Yüreğime bir gün göçer misin?
Süleyman Yüksel