Yine manası bize mahsus değirmenimden küller…

Aylardan eylül ve mevsim sonbahar. Güneş yavaş yavaş hüznüyle, mahcubiyetiyle bizi terk ediyor. Yaz boyu kavurucu sıcaklardan çok çektik. Artık bu mahcubiyet güneşe ağır gelmiş olmalı ki gidiyor gözlerinde bir tutam bulutla. Ağaçlar yemyeşildi. Onlar da bu yüke dayanamadı ve döktü yapraklarını sarartarak.

Her insan özür borçlu iletişimde bulunduğu herkese. 9 Ay karnında ızdıraplar verdiğin annene özür borçlusun. Böyle bir yaşamı tasarlayıp tasarlamaman mühim değildir. Senin adına birileri tasarlaması özür için kâfi nedendir…

Öğretmeninden de özür dilemelisin. Onca zamanını bir gün yitip gidecek bir değere harcadığı için. Ya bir araba altındadır canınız, yahut bir tümörün kıskacında… Emekler boşa öğreninler çöpe gitmesi önemli değil aslında. Sadece zamanını çaldığın için öğretmeninden de özür dilemesin. Okula kendi isteğin dışında gitmeye zorlanman, öğretmenin karnını doyurabilmek için para düşünerek sana öğretmesi mühim değildir… Sana ve senin gibilerine zaman ve emek ayırması yeterli sebeptir…

İş yerindeki amirinden, emrindeki çalışanlarından da özür dilemelisin. Onları o emeğe zorladığın ve hayatlarının bir bölümünü çaldığın için. Onların para kazanması, mevki hedeflemesi önemli değildir. Senin onlarla bu mesayiyi paylaşman kâfi gelir her şeye. Senin onların çalışmasına mahkum oluşun, onların ihtiyaçlarının önemi yoktur.

Ülkenden ve milletinden de özür dilemelisin. Senin böyle bir toplumu, böyle bir yaşantıyı düşünmemiş olman sorun değildir. Aynı toplumun ferdi olman yeterlidir. Senden önce bu topraklar için onca can, onca kan yitip gitmiştir. Senin o canları gitmesini arzu etmediğin halde kendini borçlu hissetmelisin. Senin talebin olmasa da onlar sana bu defteri dürer geçmişten. Toplumun bazı kesimlerinin bu nevi şeylerden nemalanması, savaş, ihtiras gibi parçalayıcı unsurların varlığı birliğe sekte vurması önemli değildir. Bayrak yukarıdaysa özür dile! Bayrak aşağı inerse misliyle özür dile!!!

Allah’tan da özür dile. Verdiği bu canı onun istediği gibi kullanamadığın için, verdiği sağlığı değerlendiremediğin için, sana emrettiği halde iyi bir insan ve kul olamadığın için özür dilemesin. Zaman boşa, emek boşa, ömür çöpe… Senin bu yaşamı arzu edip etmemen mühim değildir. Allah’ü Tealâ senin adına ruh tahsis etmiştir. O ruhun akibeti bellidir. Sen böyle bir yaşantıyı düşünmesen de olur. Hıristiyan ol, müslüman ol veya başka dinden ol borç aynı borç…

İnsan çevresindekilerden çekiyor… Çok sevdiği ailesinden, çocuğundan, arkadaşından, amirinden çekiyor. Sokaktaki insandan çekkmiyor meselâ. Amerika’daki adını bilmediğin insanın zararını hesaplarken çevremizden kalemize goler yiyoruz. Maçların skorları önemli değildir aslında. Senin kimden gol yediğin mühim. Başkasına attıkların da onların yedikleridir farkında mısın? Birileri seni gol atmaya zorlarken tabelanın hesabında olduklarını unutmamak lazım. Attığın goller için de çevrendeki herkese özür borçlusun. Zaman geçiyor ve borcu ödemek için ömür tükeniyor.

Kendi adıma; Ömür törpüsü her şeyden özür diliyorum. Son olarak bu yazıyı sizi okumaya zorladığım ve zamanınızı çaldığım için de özür diliyorum.



Süleyman Yüksel