Tükendim.



Bir gündüz vakti doğmuşum.
Koşmak, oynamak istemişim.
Beşiğe bağlamışlar sımsıkı.
İplerin arasından süzülmüşüm ansızın.
Etrafta eğlenen yığınla insan.
Yakalamışlar geri bağlamışlar.
Bir gün ayağım tökezlemiş,
ferimi yitirmişim.
Anladım ki tükendim.



Tükendim.
Koruyamamışız geride kalanları.
Vakitlerden ikindi vaktidir,
Kırmızıya döndü dünya.
Sanırsınız kan gölünde boğulacağız.
Çoğa kalmadı bitti endişeler.
Siyahlaşan ufukta renk,
Asıl rengini aldı.
Nasıl rengini aldı.
Yer yüzünün rengi siyah.
Tükendim.



Tükendim.
Askeri bandolar etrafta cirit atadursun
Okula yönlendirilmişiz.
Yine bir ekim sonu demişler
Cuma gününde bereket var deyip,
Herkesin okuldan eve koştuğu gün,
Okula döndürülmüşüz.
Herkes hafta sonuna hazır
Biz okula…
Tükendim.



Tükendim.
Bir kırmızı kamyonun plastikten tekeri kadar,
Taşıyamadık kendimizi.
Göz yaşlarını da taşıyamadık.
Dört Yaşındaymışım,
Çimenlerin üstünden upuzun bakmışım yıldızlara.
Uzatsam hepsinin elinden tutacak gibi yakınım.
Kıskanmışlar ışığı bizden.
Bir gün o ışığı da kesmişler,
Hafta sonunu da.
Tükendim.



Tükendim.
Dıştan inatla içe çevrilmişiz…
Susmam tenbihlenmiş.
Sakin olmam istenmiş.
Asosyal olmuşuz.
Apolitik olmuşuz.
Yılar sonra da de ahaber…
Tükendim.



Tükendim.
Doyasıya gülememişiz.
Doyasıya ağlıyamamışız.
Şimdi o yıldızlar da kayboldu,
Kalmadılar hiçbiri.
Gözümün feri de kayboldu.
Beton yapıları kaldırsak,
Yine çimenleri eksek,
Yıldızlar yetişir mi yine?
Oynaşır mı çağıl çağıl?
Umudumu yitirdim.
Tükendim.



Tükendim.
Birileri sürekli fısıldamış
Şunları ezberle diye.
Ben açılarımı kaybetmişim.
Çizgilerim silinmiş gözümün önünden.
Ne sinüsüm kalmış,
Ne kosinüsün komşuluğuna ihtiyacım kalmş.
Orjininden uzaklaşmış
başkalaşmışız
yıllarca.
Merkezkaç kuvvetlerin hak getirdiği,
Bir çürümüşlüğün adı olmuşuz.
Belki de merkeztut kuvvete döndük.
Tükendim.



Tükendim.
Bir zaman sonra,
Kâğıtları tutuşturmuşlar elimize.
Ölünce hiçbir manasının olmadığı kâğıtları.
Şimdi gerek de kalmadı o kâğıtlara artık.
Bir sabah yüksek okul şart diye
Diploma diye diye,
Sınavı dayatmışlar.
Sınavlar, hayatmışar.
Ardından bir diploma.
Ben yeryüzünün en büyük akisini yitirdim
O diplomayla.
Yaşama sevincimi,
Hayat membağımı,
Şu dünyada yaşıyabileceğim,
En büyük variyetimi yitirmişim.
Var mıyım, yok muyum.
Tükendim.



Tükendim.
Oradan oraya savrulan yaprak olmuşuz.
Herkesin arzu ettiği silik karakter.
Kardeş olmuşuz, mesela.
Mesela baba olmuşuz.
Bir gün memur,
Bir gün arkadaş.
Bir sabah kazazede de olmuşuz.
Ama hiçbir zaman ben olmamışız.
Bir zaman bulaşıkçı,
Bir zaman ahçı.
Ama kendi yemeğimizi yapmamışız
İçimizden geldiği gibi.
Dışımızdan geldiği gibi…
Başkalaşmışız kayaç araziler gibi.
Anladığımız şu ki
tükendim…



Tükendim.
Üzerimize roller biçmişler.
Bir hayatın olmazsa olmazı demişler
tayin etmişler birini.
Sorumluluklardan kaçılmazmış.
Hep başkalarının hayatını yaşamışız yıllarca.
Bir kendi hayatımızı unutmuşuz.
Bir de umut çiçeğimizi.
Tükendim.



Tükendim.
Bir şubat sabahı gün yorgunlukları arasından
Tutunma gayreti göstermişiz.
Tüm akyuvarlar savaşımını sürdürmüş.
O akyuvarlar yanlış savaşlara da girse
Gücümüzü de yitirsek,
Bir zaman sonra
Evvel sonra…
Ahir önce…
Işık tekrar tutmuş elimizden bizim.
Silkinmişim, silkinmişim ve ayağa kalkmaya çalışmışım.
En zor anlarımda
Yeni dirençler yakalamışız o sayede.
Bilemedik o ışığın da enerjisinin tükeneceğini.
Karşılıklı mücadele vermişiz.
Başkalarının hayatının ağırlığı üzerimizde
Yorgunluklar yüreğimizde.
Herkesi memnun ettik de
Bir kendimizi memnun edememişiz.
Ağrılar dinsin diye çabaladıklarımız,
karşımıza ağrıdan başka ne çıkarmış.
Kablolar arasından tükenmişliğimizi seyretmişiz.
Serumların soğukluğundan başka geride kalmadı birşey.
Tükendim.



Tükendim.
“Yollarıma bak ışısın yollarım,
Benim açılan saran kollarım,”
Demiştim de enerjimizin tükeneceğini,
hesap edememişiz.
Serumlar da tükenir.
Tükenir de nefes de tükenir.
İşte kaçınılmaz gerçek.
Bu gerçek bizi nereye götürecek?
Tükendim.


Tükendim.
Evvelinde tükendim.
Nihayetinde tükendim.
Rüzgarın soğukluğu gibi,
Damarlarımda serum da tükendi.
Gözlerde fer tükendi.
Yıldızlarda zafer tükendi.
Güneş de sarı ışık,
Burada nefer tükendi.
Zaman tükendi,
Yer yüzünde umut tükendi.



Oynaya oynaya gelmiyor çocuklar.
Kızlar sallamıyor mendilini.
Tuvalet kağıtları sallanır mesela.
Mesela gülüşler de sallanır.
Tükendim.



Tükendim.
Güneşimizi çalmışlar,
Bilmediler ki uzaktan sevmek istediğimizi.
Yıldızları başımın üstünden almışlar,
Demediler ki yerine aklar ekileceğini.
Başlarımız aklandı.
Umutlarımız oklandı.
Umutlarımız karardı.
Ormanlarımız sarardı.
Tükendi.



Güneşte ışık tükendi,
Burada yürekde atmıyor artık.
Ayın şalkı vurmuyor artık.
Ay da tükendi.



Süleyman Yüksel