Yedikule



Yedikule burası.
Genç Osman’ın surlarda sır olduğu civan diyarı.
Yedikule burası.
boğaz sularının harman edildiği sur kapısı.
Onaltısında bir yürek,
Onsekizinde bilek…
Ne Samatya kuşatır sırrı,
Ne Zeytinburnu alabilir o yüreği.



İstanbul tep tepe.
Yedi Tepe
İnsanları tepe tepe,
Ve İstanbul burası.
Çamlıca’dan seyret dünyayı,
Kayışdağı’ndan radar gibi
gözle İstanbul’u.
Ve beni.



Orhan Veli gözlerini kapatmış mı
Suya daldırırken ayaklarını?
Ya Yahya Kemal anlamış mı
Süleymaniye’deki o sırrı?
Ya Yedikule’deki çığlığı?
Kayışdağı’ndaki dumanı.



Kanlıca’da yemedik yoğurdu,
Çengelköy’de görmedik salatalığı.
O yürekte biriktirdik geleceği.
Yıllar geçse de,
ömür tükense de
surların gizemi halâ dimdik ayakta.



İstanbul’un iki yakası,
birleştmedi, ufalandık.
Surların içinde yol
bulmaya gayret yok,
yıllar geçti
Üstümüz toz,
Zift gökyüzü,
Yolum karanlık,
Yıllarım karanlık.
farkında olamadık.



Behçet Kemal’in dediği gibi
Bin yıl geçse de
yaradan o yara kanamaya devam ediyor.
İstinye’de rindlerin akşamına kavuştu İstanbul.
Artık salacak’ta tabut mu kaldı geriye?
Kızkulesi’nde Yedikule’nin sırrı.
Bir gecekondudur kalanlar.
Kalanların ardından,
bir Edip Akbayram şakıması şimdi.



İstanbul’dur aşk,
onaltısında da İstanbul,
Kırkbeşinde de İstanbul.
Kallavi gökkubenin altında,
Yedi kandilli süreyyayı uzatıyorum buradan.
Kayışdağı’ndan duman görüntüsü değil bu.
Radara yakalanmış hız kesmiş bir akis de değil.
Gümbür gümbür İstanbul’un coşkusu bu.



Ver elini İstanbul.
Yedi tepe 17 tepe de olsa,
Ver elini.
Işıl ışıl nur ol
Işıt beni.
Isıt beni.
Hilal ol,
Dolunay ol,
Ay ol,
aydınlat gecelerimi.
Koca Sinan’da
iki şerefeli minare ol
Koş sokaklarımda.
Eminönü’nde Mısır Çarşısı ol,
Pazar pazar dolaş dükkanlarımda.



Tabutta atan yürek de kalsa
Mevlana’nın aşkı sardı her tarafımızı.
Döne döne,
Başımız döne döne,
Omzumuz sarsıla sarsıla,
Omzumuzda başımızla,
Kuşanacağız
kuşatacağız İstanbul’u.
Ve heyhat,
Sonunda yere kapaklanacağız Ansızın,
Başımız ellerimizde,
Gözlerimiz kim bilir nerde!
Zamansızım,
Zaman sızım..



Süleyman Yüksel